B. İnan Özcan

Bu 'kirli' dünyada 'temiz' bir arsa bakıyorum

B. İnan Özcan

Cemrelerin bir kısmı düştü, bademler erikler çiçek açtı, bahar yağmurları yerine koyacağımız yağmurlar halâ yağmakta. Kıştan çıktığımızın ispatı olan tüm bu mevsimsel hadiseler bizi esir alan hatta özgür bırakma görünümüyle esirliğimizi gizleyen hadiseler. 

“Şimdi bu esirlik lafı da nerden çıktı?” diyeceksiniz ama öyle. Hepimiz, zavallı bireyselliğimizin kendi kendimize yetip başkasına eyvallahsız yaşamın makbul olduğuna inanmakta eşitlendiği sistemin esirleriyiz.

Zihnimizde devasa yumruğunu gündemimize indiren son deprem hadisesi ve önümüzdeki seçimlerin kaderimizde ne denli bir tesir bırakacak olduğu düşüncesi bir de bizi bize hatırlatan ramazan ayı gündemimiz. 

Geçmişte bıraktığımız deprem hadisesi ve gelecekte yaşamamızın muhtemel olduğu seçim sonrası panaromanın maddi manevi varlığımıza ne derece ve nasıl tesir edeceği sorunsalı zihnimize yeterince mesai yaptırabilecek güçte ama bizler bu gerçekliği aynı ciddiyet ve sadâkatla baş meselemiz yapabiliyor muyuz, yapmalı mıyız, orası tartışılır. 

Hem bireyi yüceltip hem de toplumun ortak müştereklerinin sağlam kalmasını ummak saflık mıdır, acaba diye soruyorum kendi kendime. 

Toplumsal kararlar alırken bireysel ihtiyaçlar merkezinde mi davranmak gerekir, yoksa bir topluma mâl olmuş olan bir birey refleksiyle yed’imizde ait olduğumuz toplumun kollektif önemseyişlerini, değer ve ülkülerini mi öne almalıyız? Bu sorular, aslında cevabı üzerinde hemfikir olunmamış sorular. Bu sorular davaya dönüşmemiş onlarca sorudan, davaya dönüşmemiş onlarca dosyadan birkaçı sadece. 

Sosyal medyada profil fotosu güzel olanların da bu konularda bir fikri yok. Onlar da üzerlerinde en iyi duran siyasi görüşün hangisi olduğunu kestirmeye çalışmaktan başka bir memleket derdi olmayan insanlar. 

Çayını bitirmeden üzerine ilave yaptıranlar da, işi radikalizmde kotarma kolaycılığında meselenin arpa da olduğu arpayı bulduktan sonra atın kişneyeceği minvalinde konuşuyorlar. 

Yatar yatmaz uyuyanlara lafım yok, onlar sıhhatli, gürbüz insanlar. Kafalarının karışmasına izin vermeyen, dünden devraldığı cevaplanmamış sorularını bugün omzuna yüklenmeye, her günü yeni meseleleri ile yeni bir gün olarak yaşayan kişiler. Her gün kazmaya tekrar başlayan yecüc mecüc gibiler. 

Şekeri bittiği halde sakızını çiğnemekte sebat edenler ise çok sıkıntıyı sabırla aşacak ve gerektiğinde kendinden de bir şeyler feda edecek insanlar. 

Yüreklerini her doğan günün güneşinde ısıtan insanlar maşallah atları terbiye eden seyis kavramından türeyen bir kavram olan siyaseti düşünürken bize verilmiş siyasi hakların en fazla o hakların kendisi değil kabukları olduğu düşüncesi zihnimi meşgul ediyor. 

Bize bazı kabuklar veriliyor ve biz ilkten o kabukların ait olduğu öze de talip olduğumuzdan o özün bize verileceğinin beklentisi içinde oluyoruz. 

Sonra sonra bu beklentilerimiz bize unutturuluyor ve hangi kabuğun hangi ağacın kabuğu olduğu üzerine tartışırken buluyoruz kendimizi… 

Evet bir kabuğu dahî muhafaza edemeyen kişilik siluetleri olarak her gün aynı şeyleri söyleyip her gün aynı şeylere ah vah eden ama asla avucuna tükürüp ya Allah deyip toprağa kazmayı vurmayı düşünmeyen atıl kalabalıklar olarak yaşayıp duruyoruz. 

Temizliğimiz herkes temizleniyorsa kabul görecek bir temizlik, isyanımız herkes isyan ediyorsa muteber bir isyan. Kimsenin rahatını terk etmeye, kimsenin gövdesini terletmeye razılığı yok. 

Yatağında altını ıslatan bir çocuk altını ıslattığı için uyanmaz, çünkü altını ıslattığı sıvı vücudundan çıktığı için vücut ısısına denk bir ısıdır, ta ki üzerine bulaşan ıslaklık soğumaya başlarsa o zaman ağlamaya başlar. 

Bizler de bu şekilde davranıyoruz; bünyemize paralel olan ıslaklık henüz soğumadığı için tepki vermiyor, bize verilen kabukların hangi ağaca ait olduğunu tartışmaya devam ediyoruz.

Tıpkı İstanbul fethedilmenin arefesindeyken, ahalinin meleklerin cinsiyetini tartıştıkları gibi. 

Şu durumda hepimiz kirlettiğimiz dünyayı temizlemekten çok, bu kirli dünyadan kirlenmemiş uygun bir arsa bakıyoruz.
 

Yorumlar 3
İnan özcan 24 Nisan 2023 21:39

Çok teşekkür ederim.selamlar .saygılar

Nedim Özkan 20 Nisan 2023 16:15

Tebrik ederim hayırlı bayramlar dilerim

Ethem 20 Nisan 2023 15:29

Allah hepimizin aklına mukayet olsun abi.????????????

Yazarın Diğer Yazıları