B. İnan Özcan

Balkon üzerine bir deneme

B. İnan Özcan

Balkon hem evde olduğun  hem olmadığın ARAF / Evin çatısına dahil olup evin içine dahil olmayan TARAF. 

Balkon, ıslanmadan yağmuru izlediğin, yağmurun havasını soluduğun evlerin şapkasıdır.

Evet, evler evrenimizin; balkonlar evlerimizin şapkasıdır.

Balkon bedava bir mutluluk gibi sanki. Kelime kökeni  olarak da bedava bal demek dermişim. Bedavadan bala konuyorsun bal-kon bedava bir keyif o manada. 

Bunları böyle düşünürken askerlik yapıp sivilde ne yapacağını kararlaştıramayan gençler geldi aklıma. Bir zenaat yok, diploma yok, babadan kalan bir miras yok, olağanüstü bir yetenek ,açıkgözlük ,cehd yok. Askerliğin sivil hayattan soyutlanmış atmosferi onlara sığınılacak bir balkon sunar. Bir nevi balkondur askerlik onlar için terhis gününe değin. 

Ya da biricik kızı evlenecek diye ödü kopan, bile isteye bir damat lafı edemeyen ama kızı bir gün "baba biri var" deyiverince "ben naparım" diye yemek masasında çatalı alıp makarnayı kurcalayan babalar. Onlar da bir nevi balkondadırlar kızları büyüyene kadar.

Cesaretsizlik, sınanmamışlık, yalnızlıkla el ele verince insan kendini kötü hisseder. 

Buna benzer bir sürü orijinal hadise hayatımıza alıcı bir kuş gibi uğrar ve yara bandının kapatamayacağı yaralar açar hayatımızda. 
Bir yakınının yatağa düşmesi, sana muhtaç oluşu, dolayısıyla senin de yatağa kelepçelenmen de öncesinde hissedilen ama tedbir almadan geçiştirilen bir balkon bekleyişidir. 

Hayatın balkonları evet...

Damat lafı duymak istemeyen kız babası da platonik aşkının düğün haberini duymak istemeyen aşık da bir gün ana babasının yatağa düşebileceğini aklına getirmek istemeyen evlat da bir anlamda balkondadır. 

Sokağın tekinsizliğinden ve habisliğinden, salonun sana sorunlarını hatırlatarak kelepçelediği hapisliğinden kurtarır, soluk alırsın.

Balkonda sigara içersin, çay içersin, kafa çekersin, hayal kurarsın ama orası bir duraktır nihayetinde bir şey beklemediğin bir durak.

Sadece bir vakti beklediğin durak. 

Somut bir şey, bir insan, bir vasıta beklemezsiniz hayatın balkonlarında. Sadece çözümsüzlüğün çözüme kavuşmaması ve çözüme kavuşmayacağı realitesi sebebiyle o çözümsüzlüğün  kanıksandığı, üzerinin tozla kaplanıp daha kolay göğüslendiği inancının hükmünü icra ettiği zamanları beklersiniz. 

Koşmaktan korkup emeklemeyi beklemek gibi tersine işleyen bir volant, çalışmaktan yılıp emekliliği beklemek gibi ya da insanın iflasının ilanıdır o sebepten bir anlamda balkonlara aşık olmak. 

Sokağa çıkmak hayatın fedasına evde kalmak ömrün hebasına sebep olsa da insan ikisini de göze alamıyor da ikisinin arasında Araf gibi duran balkonları kendine yakıştırıyor heyhat. 

Dünya soyutluklarla somutlukların bir arada yaşandığı bir zaman sahası.

İç dünyamız ve dış dünyamız bir orkestra gibi ahenkle seyretmiyor hiçbir zaman. Sürekli bir müdahale, bir şeyin fazlalığını törpüleme, birşeyin eksikliğini ilaveleme, 

Rota üzerinde yorgunluk yılgınlığa bahane olmamalı ama ne mümkün. Kiminizin somutluklar dünyasında (sokakta-sosyal hayatta) kimimizin soyutluklar  dünyasında (evde-iç dünyamızda-kozamızda) tam bir randıman yakalayamayan yaşantıları bazen bir balkonu

sığınak yaparak bazense her an savaşmaya hazır bir ordu gibi yığınak yaparak geçiyor. 

Ve sadece savaşmayı bilenlerle sadece sevişmeyi bilen tek kanatlı kuşlar gibi bir tarafı tamam, öbür tarafı eksik kalıyoruz. 

Ve tarih üstümüzde hükmünü acımasızca icra ediyor.

Yorumlar 1
Ethem Tuncer 27 Haziran 2023 19:11

Kaleminize sağlık inan abicim.

Yazarın Diğer Yazıları