TİHEK Başkanı: 'Göç, dünyada temel bir sorun olarak karşımıza çıkıyor'

Türkiye İnsan Hakları ve Eşitlik Kurumu (TİHEK) Başkanı Prof. Dr. Muharrem Kılıç, Türkiye'nin sığınmacı sorunu karşısında insani ve vicdani duruşunu dış politikada da ortaya koyduğunu söyledi.

TİHEK Başkanı: 'Göç, dünyada temel bir sorun olarak karşımıza çıkıyor'
TAKİP ET Google News ile Takip Et

Prof. Dr. Kılıç, dünya ülkelerinin temel sorunları arasında gösterilen 'sığınmacı' durumunun da küresel bir sorun olduğunu ifade etti.

Bütün insanların birer sığınmacı konumunda olduğunu belirten Kılıç, "Sığınmacılarla ilgili sorunlar, aslında temel bir insan hakları sorunudur. Göç, dünyada temel bir sorun olarak karşımıza çıkıyor. Türkiye’nin de sığınmacılara karşı yaptıkları, insanın vicdani duruşunu, dış politikada ortaya koyan bir tavırdır." dedi.

Kılıç, ekonomik durumlar veya diğer savaş hallerinin insanları göçe sürüklediğini belirterek, bu durumun ise dünya tarihi boyunca yaşandığına işaret etti.

Göç ve sonrasında ortaya çıkan ayrımcılıkların önüne geçmek için atılması gereken adımların belli olduğunu aktaran Kılıç, şöyle konuştu:

"HER MİLLETİN SIĞINMACI OLABİLECEĞİNİN FARKINDA OLMASI GEREKİYOR"

"Dünyada küresel ölçekte herkes göçmen, hepimiz birer sığınmacıyız. Bir yerlerden buralara geldik. Milletler ve uluslar olarak dünya ölçeğine bakınca hepimiz 1. ve 2. dünya savaşlarıyla başlayan dönemlerden itibaren, her bir kriz, ekonomik durum, siyasi karışıklık ve savaş hali, insanları göçe zorluyor. Bu konuda hiçbir ülke hiçbir ulusun bağışık durumu yok. Her milletin böyle bir riskle karşı karşıya olduğunun, hepinizin farkında olması gerekiyor."

Ortaya çıkan bu global sorunun çözümü için küresel bir konsensüse ihtiyaç olduğunu söyleyen Kılıç, şunları kaydetti:

"BATI AVRUPA’DA POLİTİK TUTUMLARLA YABANCI DÜŞMANLIĞI KÖRÜKLENİYOR"

"Kökenine, milliyetine bakmaksızın insanların bir arada yaşaması için olanak kılan, birbirlerine tahammül etmesi için bir iklim ortamının yaratılması gerekiyor. ‘Dünya burada nasıl bir sınav veriyor’ diye sorsak, bunun geçmişte parlak olmadığın ve Batı Avrupa’da politik tutumlarla yabancı düşmanlığının körüklendiğini, nefret söylemelerini artığını ve İslamofobinin ortaya konulduğunu görüyoruz. Dünya bu açıdan iyi bir sınav vermiyor. Geleceğe dönük ise umutlu olmak lazım. Dünya genelinde 180 kurum var ve bunlar yabancı düşmanlığı ve ayrımcılığı önleme, nefret söylemlerini bertaraf etme noktasında, faaliyet gösteriyor. Bir bakıma yumuşak güç olarak faaliyet yürütüyorlar."

Kılıç, göç ve sonrasında yaşanan sığınmacılık hareketliliğinde sorun yaşayan kitlenin birinci sırasında kadınlar, ikincisinde ise çocuklar geldiğini ve bunların yaşam haklarının ihlal edildiğine dikkati çekti.

“ETNİK KÖKENDEN FARKLI OLUNCA AYRI TUTUM SERGİLENİYOR”

Ayrımcılığın temelinde ise başta ise etnik köken ve dinin geldiğini vurgulayan Kılıç, "Yabancı düşmanlığında karşımıza çıkan bir ilginç durum da dini aynı olan fakat farklı kökene ait olanlara da ayrımcılık yapıldığını görüyoruz. Etnik kökenden farklı olunca ayrı tutum sergileniyor. Ayrıca din üzerinden yapılan ayrımcılıklar var ki bunu da soydaşlarımıza karşı yayılan İslamofobinin olduğunu görüyoruz."  ifadelerini kullandı. 

Bakmadan Geçme