Fakir Yılmaz

AK Parti ve MHP'yi kurtaran Bahçeli

Fakir Yılmaz

Bir zamanlar ‘Bitti, tükendi denen MHP’yi siyasi arenada hala dimdik ayakta tutan isim kimdir?' demektense ‘AK Parti'yi ve MHP'yi kim kurtarıyor?' diye sorulursa Bahçeli derim.

Öyle ki ülkeyi tek başına idare ettiği ileri sürülen AK Parti Genel Başkanı ve Cumhurbaşkanı Erdoğan’a bile gündem belirler hale gelmiş isim Bahçeli'dir.

İnanmıyorsanız eğer Bahçeli’nin Türk siyasi hayatındaki önemli rolüne ve genel başkan olduğundan bu yana attığı adımlara bakın derim.

Öncelikle daha önceki bir yazımda da dikkat çekmek istediğim ve açık teşekkür ettiğim Bahçeli'nin başta bazı MHP'lilerce, hatta HDP'lilerce görülmek istenmeyen önemli bir tarafından bahsetmek istiyorum.

Ya da ben öyle görüyorum.

Bahçeli MHP'nin başına geçtikten sonra 'Sarkık bıyık, beyaz çorap' siyasetine karşı çıkıp ‘Gençlerin alanlarda, meydanlarda, dağlarda, sokaklarda değil, ocaklarda, partide siyaset yapması gerekir' diyerek 'Ülkücülük' ayakları ile MHP'liyim deyip, çek senet mafyacılığı yapılmasına son vermiş ya da en aza indirmeyi başarmış bir isimdir.

Ardından 'rahmetli Türkeş'in ailesidir, çocuklarıdır' dememiş kendi düşüncesini taşımayan, parti içinde karışıklığa neden olan iki başlığına Erdoğan'ın Erbakan ve ekibine karşı koyduğu tavır gibi bir tavırla son vermiş.

Ve en önemli diğer bir konuda genel başkanlığı sürecinde ortaya koyduğu siyaset ve bakışla onca yaşanan gerginlikler ile yaşanması muhtemel 12 Eylül senaryolarını zora sokmuş, 15 Temmuz'daki gibi ihtilal sevdalılarına açık ya da gizli destek vermemiş, gençlerini, partilisini daha öncekiler gibi karanlık oyunlara alet ettirmemiştir.

Bu durum Bahçeli ve MHP'ye ağır bedeller ödetse de doğrusunu yaptığı, dün Suriye'den önce Suriye olacak denen ülkeye baktığınızda ve yaşanan onca olaya karşın, 'Kardeş-Kardeşin Karşısına Geçmediği, Geçirilemediği'ni görünce Bahçeli'nin siyasi duruşu daha iyi anlaşılmakta.

'Haydi oradan sen de' diyenler çıkabilir, ama ben son 20, 25 yıldır gördüğümü yazdım, gerisi 'Haydi oradan' diyenlere kalsın.

Gelelim diğer önemli adımlarına;

Bahçeli 3 Kasım 2002 tarihinde de erken seçim yapılmasını istedi.

Ve erken seçim oldu.

Türkiye, böylece 3 Kasım'da 30 yıldır iktidarda olan AK Parti iktidarıyla tanıştırdı ve bugün yaşananları görün dedi.

Dün yaptığı erken seçim çağrısı bu kez AK Parti’nin iktidarını bitirir mi onu da 2023 seçim sonuçları ardından hep birlikte göreceğiz.

Devlet Bahçeli, Erdoğan'ın karşısına aday çıkma olasılığı ve KHK'lara yönelik eleştirileri nedeniyle bugün sert sözlerle eleştirdiği 11. Cumhurbaşkanı Abdullah Gül'e 2007'de cumhurbaşkanlığı yolunu açan isim oldu.

Erdoğan'ın cumhurbaşkanı seçilmesinden sonra gündeme getirdiği Başkanlık Sistemi'ne karşı olan Bahçeli, 15 Temmuz'dan sonra ise tutum değiştirdi. Ve partisinin grup toplantısında yaptığı "sürpriz" açıklamayla, AK Parti'ye, dolayısıyla Erdoğan'a "başkanlık önerisini Meclis'e sunması" çağrısı yaptı.

15 Temmuz 2016'daki darbe girişimi öncesi Erdoğan'a en sert eleştiriler yönelten, cumhurbaşkanlığı seçimlerinde Erdoğan'a karşı, CHP ile birlikte çatı aday Ekmeleddin İhsanoğlu'nu destekleyen Bahçeli, darbe girişimi sonrasında başlayan başkanlık anayasası ortaklığını, yine kritik bir hamle ile bitti denen MHP'yi "ittifaka" taşıdı.

Ve bunların en önemlisi de Barış Süreci’nde neredeyse HDP ile koalisyon kuran AK Parti’nin HDP ile birlikte yeni anayasayı yapmasına izin vermedi.

Bahçeli, "Birinci koalisyon modeli, baştan bu yana birliktelikleri devam eden AKP-HDP arasında olması lazımdır. 2. bir koalisyon modeli. AKP-CHP ve HDP" diyerek, bir kez daha hiçbir hükumet formülünde yer almayacağını ilan etti.

Çünkü Bahçeli’nin bile görüp, kabul ettiği ve HDP’ye iktidarı teklif ettiği bir dönemde iktidar ortağı olmaya kadar bir oy alan ancak atılan yanlış adımlara ‘Durun’ deme cesaretini ortaya koyamadığı için bir anda başta Kürtlerin olmak üzere bir çoğunun umutlarını yıkan HDP’nin yapamadığını yapan yine Bahçeli olmuştur.

Bahçeli, dün demediğini bırakmadığı AK Parti ve Başkan Erdoğan ile masada konuşulabileceğini, birlikte ülkeyi yönetebileceğini ortaya koyarken, ‘Bitti, tükendi’ denen MHP’yi Türkeş’in dönemine yani ‘MHP’nin asıl işi iktidar olma değil, hükumetlerin yanında yer alacak, işine bakacak’ siyasetine devam ettirmeyi başarmıştır.

Kısacası son yıllardaki gelişmelerde Bahçeli başkanlığındaki MHP bir hayli kârlı çıkmıştır.

Söz sırası şimdi Başkan Erdoğan’da ve 'Biz de CHP'nin yanında yer alacağız, almak zorundayız' demek zorunda gibi görünen HDP'de…

Yazarın Diğer Yazıları