Velev ki dağa taşa ektik…

Birleşmiş Milletler olası bir gıda krizine dikkat çekti.

Türkiye’de ise gıda fiyatları hiç görmediği değerleri gördü.

Geçen gün haberini de yaptık; patatesin tanesi en az 1 TL’ye satılıyor artık ülkede.

İnsan ömrü için bile uzun sayılmaz; bundan 30 yıl önce ‘kendi kendine yeten’ ülke diye tanımlanıyorduk hayat bilgisi ders kitaplarında.

Hatta o cümlenin altında bir Türkiye haritası vardı; hangi ilde neyin yetiştiğini gösteriyordu.

Şimdi büyük şehirlerde çocuklar sütün inekten değil, sitenin önündeki marketten geldiğini zannediyor.

Rusya-Ukrayna savaşı BM’ye göre gıda krizini tetikledi. Çünkü neredeyse dünyanın tahıl ambarı olan Ukrayna’nın tarım alanları yerle bir oldu. Zaten ülkede çiftçi de kalmadı.

Peki ya bizdeki durum…

Kendi kendine yeten 7 ülkeden, sütün marketten geldiğini sanan nesle nasıl geldi bu ülke 30 ya da 35 yılda.

Son yapılan istatistiklere göre Türkiye nüfusunun yaklaşık yüzde 7’sini köy nüfusu oluşturuyor. Tamı tamamına yüzde 7 bile değil.

Geçenlerde köyde yaşayan iki arkadaşımla bu konuyu konuşuyoruz.

O arkadaşlardan birinin tespiti şu; “Bu yüzde 7’nin yüzde 3’ü zaten emekli. Bir kısmı da dışarıdan gelenler olsa… Geriye kalan yüzde 3, Türkiye’nin nüfusunu doyurabilir mi?”

Elbette doyuramaz.

Bu durumda; Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın dediği gibi boş bulunan her yere, Binali Yıldırım’ın ifade ettiği gibi de dağa taşa ekse de yüzde 3 oranındaki çiftçi, Türkiye’yi doyuramaz. Üstelik de Türkiye nüfusu her geçen gün artıyor.

Kabaca yüzde 3 diyoruz ama girdi maliyetlerinin arttığı pandemiden bu yana çiftçi kan ağladığı için yüzde 3 de kalmamış olabilir. Çoğu çiftçi üretimden elini eteğini çekmeye razı. Başka alternatifi olan da zaten bunu tercih ediyor.

Zaten, Türkiye İstatistik Kurumu’nun verileri de bunu kanıtlıyor.

TÜİK verilerine göre 2017’de tarımda büyüme yüzde 4.9; 2018’de yüzde 1.3; 2019’un ilk çeyreğinde yüzde 3.9; ikinci çeyreğinde yüzde 4.6; 2020’nin ilk çeyreğinde yüzde 2.6, ikinci çeyreğinde yüzde 4; 2021‘de ise daralma göstererek yüzde 2.2’ye geriledi.

2021’deki daralmanın en büyük nedeni de girdi maliyetlerinin artması.

Peki, girdi maliyetlerinin arttığı bir ortamda çiftçi dağa, taşa eker mi?

Ya da şehir yaşamına ve tüketmeye alışmış bir topluluk köye dönüşü tercih eder mi?

Yanıtları size bırakıyorum.

Yazarın Diğer Yazıları