Kılıçdaroğlu (Vali Çuhadar ile ilgili): 'İstifa etme erdemini gösterdi'

Kemal Kılıçdaroğlu, Adıyaman Valisi Çuhadar'ın istifasıyla ilgili: 'Saray'dan istifa eden olmadı, 'Bari ben istifa edeyim' erdemini gösterdi.'

Kılıçdaroğlu (Vali Çuhadar ile ilgili): 'İstifa etme erdemini gösterdi'
TAKİP ET Google News ile Takip Et

“SARAY’DAN İSTİFA EDEN OLMADI”

Bu akşam Kahramanmaraş’da depremzedelerle birlikte çadırda konaklayacak olan Millet İttifakının cumhurbaşkanı adayı Kemal Kılıçdaroğlu, Fox TV’de yayınlanan ‘Orta Sayfa’ programında soruları yanıtladı.

Kılıçdaroğlu, son olarak Adıyaman Valisi Mahmut Çuhadar’ın istifasına dair, “Sayın Vali’nin istifa etmesini olağan karşıladım. 50 bine yakın insan öldü, kimse istifa etmedi, bari ben istifa edeyim erdemini göstermiştir. Bu erdemi Saray’da görmedik. 50 bin kişi hayatını kaybetti, kimse üzerine alınmadı. 50 bin kişinin ölümünden kim sorumlu?” dedi.

 “ÇOK ÖNEMLİ BİR GÖREV ÜSTLENDİĞİMİN FARKINDAYIM”

“Çok önemli bir görev üstlendiğimin ve bu görevin çok zor olduğunun farkındayım.” diyen Kılıçdaroğlu, “Sadece ben değil, cumhurbaşkanı yardımcısı olacak vatandaşlar da o zor görevi üstlendi. Ben şuna inanıyorum; kararlılık ve azimle tüm tercihlerimizi halktan yaparsak aşamayacağımız sorun yok. Önceliğimiz güzel ülkemiz ve vatandaşın refahı olduktan sonra sorunları aşabileceğiz. Sorunların bir kısmı kısa, bir kısmı uzun vadelidir. Uzun vadeli sorunları aşma konusunda da liyakatli kadrolara ihtiyacımız var.” diye konuştu.

“DEPREM BÖLGESİNİ HİÇ UNUTMADIM”

Malatya ve ardından Kahramanmaraş ziyaretleri ile ilgili bilgi veren Kılıçdaroğlu, bu ziyaretlerinde iş dünyası ile temaslarda bulunduğunu ifade etti. Kılıçdaroğlu, şunları söyledi:

“Deprem bölgesini hiç unutmadım, aklımdan da çıkmadı. Bütün belediye başkanlarımız burada çalışıyor. Ankara’da bulunduğum süre içinde de belediye başkanı arkadaşlarımız kendilerinin sorumlu olduğu il ve ilçelere de zaten hizmet veriyordu. Bugün Malatya’da idim, yarın da Kahramanmaraş’da değişik yerlere gideceğiz.”

“MEB HER ÇADIRA PSİKOLOG ATAMALI”

“Depremzedeleri görüyoruz, çadırlara gittik. Çocuklara hayran olmamak mümkün değil. Sarıldılar, kucaklaştık. Her çadırda mutlaka psikoloğun olması gerektiğine inanıyorum. Keşke MEB böyle bir görev üstlense. Hatta aileler için de bu yapılabilir ama nedense bu konuda sağırlar. Depremzedelerin çadırlarına girdim, çaylarını içtim, halâ sıkıntıları var, onları anlattılar. Onlara Türkiye’nin büyük bir ülke olduğunu, az bir zaman sonra değişimle birlikte bu değişimi yaşayacaklarını söyledim.”

“NİTELİKLİ ELEMANLAR ŞEHİRLERİ TERK ETTİ”

“Bu ziyaretimin özünü iş dünyası oluşturuyor. Çadır ve konteyner sıkıntısı var. İş dünyası ile, esnafla, STK’larla bir araya geldim. İktidar sahiplerine benim neyi dillendirmem gerektiğini sordum. Malatya’da çok sayıda vatandaşın kenti terk ettiğini, fabrikaların çalışır durumda olduğunu, usta başı gibi pozisyonda olanların ili terk ettiğini, bunların tekrar dönmesi için pozitif ayrıcalıklar tanınması gerektiğini söylediler. Benim düşüncem, onlardan gelir vergisi alınmayabilir, sosyal güvenlik reformları düzenlenebilir. Bunu ifade ettim ve seslendirebileceğimi de söyledim. Çiftçilerin sorunları var; mesela bir hayvan üreticisi süt üretiyoruz ama alacak kimse yok dedi. Et ve Süt Kurumu bugünkü ortamda çiftçinin sütünü alamıyorsa ne zaman alacak? Ve üstelik de yüksek bedelle de almalı. Esnaf en azından kısa süre içinde çalışabileceği dükkânlar istiyor. Kendilerine belediye başkanı arkadaşlarımın 100, 150 dükkanlık alanlar yapabileceğini söyledim. Nitelikli elemanın tekrar buralara dönmesi onların en büyük arzuları. Yarın da Kahramanmaraş’da sanayicilerle, esnafla bir araya geleceğiz. Karamsar bir atmosfer var halâ ama ihtiyaçlar sürekli değişiyor. Şu anda yoğun bir şekilde konteyner ihtiyacı var. Ben bu akşam çadırda kalacağım. Daha önce Arsuz’a geldiğimde soğuktu, burası da soğuk. Burada da insani koşullarda günlerini geçirmeleri en büyük arzuları.”

“HER ŞEY RANT, PARA DEĞİL”

Yapılan konteyner ihalelerle ilgili de konuşan Kılıçdaroğlu, “AK Parti’nin devlet yönetiminde şeffaflığı değil, gizliliği esas aldığını bilen birisiyim. Devlet yönetiminin şeffaf olması lazım çünkü devleti yöneten kadrolara aylığını millet veriyor. Türkiye bugünkü tablo ile karşı karşıya ise şeffaf olmamasının bunda büyük etkisi var. Malatya’da kayısı üreticileri ile görüştüm, ellerinde kayısı kalmadığını söylediler. Normalde Toprak Mahsulleri Ofisinin alması gerekir değil mi? Neden almıyorlar bilmiyorum. Mansur Başkan bu konuda önemli bir adım attı. Belediye olarak kayısı alacak, onların satışını Ankara’da ücretsiz yapıp gelirini esnafla paylaşacak. Bu kadar basit bir çözümü neden düşenemediklerini bilmiyorum. Her şey rant, para değil, her şey insan için. Bir kenti o kentte yaşayan kalifiye elemanlar terk ederse, o kentin durumu ne olacak? Malatya’da bir sanayici, ekonomik deprem olacak dedi. Doğru, şimdi ekonomik deprem olacak. Öyle büyük binalara ihtiyaç yok. İnsanlar küçük yerlerde de çalışabilir. Çok basit, akılcı çözümleri bile akledemeyen bir yapı içindeyiz, maalesef öyle bir gerçeğimiz var.” dedi.  

“YETER YA HU…”

Kamu bankalarının kredi faizlerini deprem bölgesinde yükseltmeleri ile ilgili ise Kılıçdaroğlu, “Bu tam bir facia. Hem ana parasını hem faizini silmek zorundasınız. Bunu yapmadığınız zaman o kenti ayağa kaldıramazsınız. Akılcı bir politika değil. Mesele bina yapmakla bitmiyor; mesele insan. Esnaf satış yapacağı ortam ister. Pek çok sorunu bir arada değerlendirip akılcı politikalarla çözmek lazım. Dükkanı çökmüş, yakınları vefat etmiş. Siz o adamın yakasına yapışıp bir de faizi yükselteceksiniz. Beşli çeteye bunu yapmıyorsunuz. Yeter ya hu…” ifadelerini kullandı.

Bakmadan Geçme