• Haberler
  • Siyaset
  • Prof. Dr. Aygün Attar'dan Garo Paylan'a zehir zemberek eleştiriler... Yeni bir suç duyurusu daha gelir mi?

Prof. Dr. Aygün Attar'dan Garo Paylan'a zehir zemberek eleştiriler... Yeni bir suç duyurusu daha gelir mi?

Prof. Dr. Aygün Attar, HDP Diyarbakır Milletvekili Garo Paylan'ın, Meclis'te yaptığı Türkmenistan gazı ve Zengezur Koridoru ile ilgili açıklamalarını eleştirdi.

Prof. Dr. Aygün Attar'dan Garo Paylan'a zehir zemberek eleştiriler... Yeni bir suç duyurusu daha gelir mi?
TAKİP ET Google News ile Takip Et

HDP’li Garo Paylan 16 Aralık’ta, Meclis’teki konuşmasında, Türkiye-Ermenistan arasındaki barış sürecinin olumlu seyrederken, Türkmen gazı ısrarından dolayı ilişkilerin tekrar gerildiğini ve Türkmen gazı konusunun yanı sıra, Zengezur Koridorundaki ısrarcı tutumdan dolayı Kafkaslardaki barış ortamının zedelendiğini ifade etti.

PAYLAN'IN 301'DEN YARGILANMASINI SAĞLAMIŞTI

16 Mayıs 2017'de Ankara Cumhuriyet Başsavcılığına başvurarak Paylan hakkında, o dönem kullandığı sözde soykırım ile ilgili sözlerinden dolayı suç duyurusunda bulunarak TCK 301’den yargılanmasını sağlayan Cumhurbaşkanlığı Güvenlik ve Dış Politikalar Kurul üyesi ve Türkiye Azerbaycan Dostluk İşbirliği ve Dayanışma Vakfı Başkanı Prof. Dr. Aygün Attar ise Garo Paylan’ın söz konusu konuşmalarını eleştirdi.

Konuyla ilgili bir yazı kaleme alarak, Garo Paylan’a Türkmen gazından neden rahatsız olduğu sorusunu yönelten Prof. Dr. Attar, Paylan’ın amacının Kafkas barışı olmadığını savundu. Öte yandan Paylan’ın, hem ülke güvenliği hem de Doğu sınırlarındaki illerin ekonomik gelişimi açısından önem taşıyan Zengezur Koridoru ile ilgili söylemlerini de eleştiren Prof. Dr. Attar’ın konuya dair yazısı şöyle…

“Türkmen gazı ve Garo Paylan’a sorular

Dün, Türkiye Büyük Millet Meclisinde HDP Diyarbakır milletvekili Garo Paylan bir basın toplantısı yaparak, Cumhurbaşkanı sayın Erdoğan’ ı ve Türkmenistan seferinde doğal gaz meselesinin ana gündem yapılmasını sert eleştirip Güney Kafkasya’da barış için Türkiye Devlet Başkanına kendi çapında sorumluluk çağrısı yapmış.

Kandil ve çevresinde hayli popüler olan, Ermeni diasporasının tetikçiliğini yapan sözde milletvekili Paylan’ın  Güney Kafkasya’da  barış filan değil derdi. Düpedüz Türk Devletleri Teşkilatının varlığından ve Türkiye Azerbaycan Türkmenistan‘ın Avrupa‘ya gaz taşınması ortaklığından duyduğu rahatsızlığın dışa vurumudur.

Türkmen gazı gelmeden bazılarında gaz sancıları başlamış anlaşılan.

Garo Paylan, Güney Kafkasya’da barışı bu kadar çok arzu ediyor olsaydı Ermenistan‘a 30  sene zarfında en azından bir kez de  olsa Azerbaycan topraklarını terk etmesi için  çağrış eder, işgali eleştirirdi!

Garo Paylan bunu yapmadığı gibi kahraman Azerbaycan halkının meşru müdafaa hakkını kullanarak 2020’de zaferle tamamladığı 44 günlük vatan savaşı sürecinde dahi  Azerbaycan’ın ayrılmaz bir parçası olan Karabağ‘ı sanki farklı bir ülke imiş gibi lanse etmekten geri durmayarak gerçek  kimliğini  ortaya koymuştur.

Vatandaşı olduğu ülkenin milletvekili  değil Ermenistan milletvekili gibi davranıp Ermenistan güdümlü faaliyet göstermeyi alışkanlık haline getirmiş olan Garo Paylan, ‘Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan’ın Türkmenistan ziyaretinin doğalgaz konusuna odaklanmasını’ sert biçimde eleştirmiş. Sözlerine, “Kafkaslardaki kalıcı barışı, Kafkaslardaki Türkmen ve Azeri gazına kurban etmeyin." diye devam etmiştir.

 “Ermenistan-Azerbaycan arasında gerilim yükseliyor. Hatta bir çatışma riski var. Karabağ yönetimi ile Azerbaycan yönetimi arasındaki görüşmeler de olumlu yönde sürmüyor.” diye devam etmiş ve sayın Cumhurbaşkanımızı tarafgirlikle suçlamıştır.

Türkiye Büyük Millet Meclisi çatısı altında bulunmasına rağmen  aleni biçimde Ermeni lobi faaliyeti   yürüten şu  Garo Paylan neden  Türkmen gazının Azerbaycan üzerinden Türkiye ‘ye getirilmesinden, buradan Avrupa’ya nakledilmesinden rahatsızdır, biliyor musunuz?

Çünkü şu zat azılı bir Türk düşmanıdır. Agos gazetesinde Ermeni diasporasının tetikçiliğini yaptığı zamanlardan tanırım kendisini, hatta 1 Mayıs 2017’de Kanada’da yayın yapan Horizon Weekly’e verdiği röportajda dile getirdiği, “Türkiye’de soykırım yapıldığı ve halen bu soykırımın devam ettiği” ifadeleri nedeniyle hakkında savcılığa suç duyurusunda bulunmuştum. Savcılık milletvekili dokunulmazlığı nedeniyle dosyayı Bakanlığa göndermişti,  Adalet Bakanlığı da şikayetimi haklı bularak Garo Paylan’ın 301. maddede tanımlanan, “Türk milletini, Türkiye Cumhuriyeti Devletini, Türkiye Cumhuriyeti Hükümetini Alenen Aşağılama” ve “Cumhurbaşkanına Hakaret” suçlarını işlediğinin yeterli delili olduğunu savunmuş TBMM dokunulmazlığının kaldırılması için fezleke göndermişti.

Benim gibi milyonlarca vatandaşlarımızın maaşından  kesilen vergiyle aldığı maaşını ve bizim  vergilerimizden  ödenen yolluk yevmiyesini yüzsüzce Türkiye aleyhinde propaganda yapmak, PKK’yı  ve Ermeniciliği  tebliğ etmek için kullanmakta olan ve kendisini demokrat olarak tanımlayan şu zata basın toplantısında  sorulmayan soruları ben şu yazı aracığıyla sorayım istedim…

Bre cahil, evvela Güney Kafkasya’da ve tüm bölgede barışı huzuru bozan sizin etnik kimlikten olanlardır, suçlu 2020’de barış için imzalanmış üçlü sözleşmeye riayet etmeyen Ermenistan‘dır, Türkmen gazının bölgedeki gerginlikte suçu yoktur. Yegane suçlu birilerinin gazına gelen ve gazını alamayıp Karabağlı Ermenileri de öz emellerine alet eyleyen Ermenistan‘dır!

Basın toplantısında gafletten değil hıyanetten  dile getirdiğiniz, “Karabağ yönetimi ile Azerbaycan yönetimi arasındaki görüşmeler de olumlu yönde sürmüyor” ifadesine  gelince , şu  kavram yıllardır manevi askeri olduğunuz  Ermeni diasporasının terminolojisidir  Karabağ yönetimi diye bir şey yoktur. Karabağ Azerbaycan‘dır .

Söylediğiniz tek gerçek Azerbaycan’la Ermenistan arasında görüşmelerin olumlu geçmediğidir. Doğrudur, ama nedeni imzasının arkasında durmayıp Moskova’da farklı Fransa’da farklı ABD’de farklı konuşan sizin fırıldak Paşinyan‘dır.

Türkiye ile Ermenistan arasında başlatılan normalleşme süreci de aynı sebepten yol alamamaktadır. Türkiye’nin İstanbul Yerevan uçak seferleri de dahil her türlü iyi niyetine karşılık Ermenistan taraftan sadece söylem var; iş eğleme gelince  alışılmış haliyle kıvırma boy göstermekte.

Gelelim, Garo Paylan’ın Meclis kürsüsünden ve TV programlarından irşat ettiği   bir takım “insani” konulara,  ki belâgatla her fırsatta yurt içinde yurt dışında dile getirmiş olduğu  “Ailemin ve halkımın yaşadığı büyük felaketi hep soykırım olarak tanımladım.” söylemlerine.

Gerçek  demokrat ve vicdan sahibi olduğunu iddia eden  (!) Paylan o duygusal açıklamalarına  neden geçen yüz yılda nüfusunun yüzde yetmişi Türklerden müteşekkil olan İrevan’da şimdi  bir tek Türk’ün kalmadığını  eklemiyor?

Hocalı Soykırımı’nı neden dile getirmiyor, 4 nesil önce yaşandığı iddia edilen “ailesinin ve halkının  büyük felaketi”nden bahsederken neden benim gibi son 30 yılda toprağını mecburi terk etmek zorunda kalan  Türk  ailelerden ve onların yakın tarihteki büyük felaketlerinden  konuşmuyor?

Neden Zengezur‘un Azerbaycan‘dan Ermenilerin isteğiyle Rus Bolşevikler tarafından nasıl zulümle alındığından, son 30 yılda Ermenistan işgali altındaki topraklardan çıkarılan bir milyon Azerbaycanlıdan tek kelime konuşmuyor?

Hani “demokrat”tı?

Babamın Ermenilerce dağıtılmış mezarı ortada iken, çocukluğuma ve aileme dair her şey Garo Paylan’ın  sahiplendiği koruyup kollamakta olduğu terörist soydaşları tarafından Türk etnik kimliğim nedeniyle benden çalındığı halde o  tüm bunların gerçekleşmesinde eli olan, Hocalı Soykırımı’ndaki masum bebeklerin cellatlığı ile övünen Ermenistan Başbakanı Sarkisyan’dan Ermeni diasporasına üstün hizmet nedeniyle altın madalya alıp  büyük  millet meclisinde vekillik yapabilmektedir.

Bu her  fırsatta eleştirdiği her yurt dışındaki konuşmasında  nefretle tenkit ettiği  Türkiye‘nin büyüklüğüdür.

Aynı hoşgörünün binde biri olan bir ülkeyi örnek göstere bilir misiniz?

 Garo Paylan’a son retorik soru:

Basın toplantısında Azerbaycan‘ın güya “maksimalist beklentilerle Zengezur koridorunu isterim, Karabağ’daki Ermenilere hiçbir hak vermem anlayışında  olduğuna” dair beyanınız, Kim Kardaşyan’la  istişarenizin ürünü mü?

Zira Zengezur Koridoru açıklamanız  bir siyasetçiden ziyade, Kardaşyan takipçilerinin  seviyesinde  idi.

Zengezur Koridoru gibi önemli ve içinde Ermenistan da dahil olmakla  tüm bölge ülkelerinin  kalkınması için hayati fonksiyona haiz bir güzergahı anca kendileri basit olanlar basit bir şey olarak göre bilirler.

İşsizlik nedeniyle ülkeyi terk edenlerin arttığı ve ağır ekonomik krizin yaşanmakta olduğu Ermenistan‘ın da, Türkiye, İran, Rusya Gürcistan‘ın da menfaatine olan Zengezur Koridoru’na  destek yerine köstek çıkışınızın taktirini Ermeni halkına bırakıyorum.

Karabağ’daki Ermenilerin hakkı konusuna  gelince, onlar Azerbaycan vatandaşlarıdırlar ve Azerbaycan kendi vatandaşlarına etnik kimliği ayrımı yapmaksızın eşit davranmaktadır.

Azerbaycan‘da çok sayıda etnik kimlik varlık göstermekte ve vatandaşlık sorumluluğu içerisinde yasalara riayet eden kimsenin sıkıntısı yoktur. Azerbaycan içerisinde Karabağlı vatandaşlarımızı ayrımcılığa zorlayan ve onları vatandaşı oldukları devlete karşı kışkırtan  sizlersiniz.

Son söz:

Türkiye Cumhurbaşkanı sayın Erdoğan’ı  “Azerbaycan tarafgirliği “nedeniyle sert eleştirerek prim kazanmak isteyen PKK terör örgütünün ve terörist  kurum olan Ermeni ulusal merkezi ANCA‘nın siyasi simsarı olan Garo Paylan’ın söylemleri de eylemleri de  hükümsüzdür, çünkü Azerbaycan‘a taraf olmak eleştiri değil övgü vesilesidir ve Türkiye’nin kudreti, Erdoğan‘ın da şanıdır, bu böyle biline!

Türkiye ile Azerbaycan bir millet iki devlettir,

Kardeştir, müttefiktir ,

Garo Paylan’ın ve Paylangillerin bunu idrak etmesini beklemesem de hakikatin özü budur.

Biz, birlikte güçlüyüz!”

Bakmadan Geçme