Hem valilik hem de belediye başkanlığı maaşı alan kayyumlu Diyarbakır Büyükşehir Belediyesi 50 yıl sonra daha aktif kullanılacağı söylenen işaret dili eğitimiyle ilgili bir kurs açtığını söylüyordu, devletin resmi haber ajansının haberini okuyan yine devletin resmi televizyonu TRT..
Yani duymayan, konuşamayanların anlaşılması için görüp duyanlarla entegre etme çalışması ile ilgili haberi dinlerken Ardahan Üniversitesi’nin kayıp diller adlı konferansını hatırlıyordum. O haberi yaparken bu kayıp diller arasında Kürtçe yok mu diye attığımız manşet yerelde ve ulusalda bir hayli ses getirmişti.
Çünkü düzenlenen konferansta kayıp dil sayılmayan Kürtçe birçok dilin sıralandığı ve kurtarılmaya çalışılan diller arasında da nedense yoktu…
Yani resmi anlamda kabul görülmediği gibi kayıpta sayılmıyordu Kürtçe..
Yeniden Diyarbakır’a dönüp valilik ve büyükşehir belediye başkanlığı maaşını alan kayyumlu belediyenin işaret dilini anlatan kursla ilgili haberi izlerken, aynı TRT ekranlarında birleşmiş milletlere de giden Erdoğan’ın dünya lideri olduğunu söyleyip son Şangay toplantısında çekilerek paylaşılan fotoğrafını gösteriyordu.
Duymayan, görmeyen ve konuşmayıp üç maymunu oynadığı söylenen idareci ve insanların çokluğu içinde 50 yıl sonra daha önemli olacağı söylenen işaret dili tercümanlığını anlatan o haberi dinlerken kullanılmasına izin verilmeyen yasallaştırılıp resmi diller arasına alınmayan ve kaybolup giden mevcut dilleri değil gözün gördüğü dilin anlattığı ama sağır kulakların duymadığı onca sorunların birinden bahsedeceğim.
Çünkü batı kentlerinin turistik bölgelerinde çıkan bir orman yangınını kızılca kıyamete çevirip, çevreci kesilenler başta olmak üzere havuzda ıslanıp kuru haberler yapan basın ve medyanın ülkenin doğusunda yetmedi güneydoğusunda yaşananları el işaretiyle değil, ateşli operasyonlar dahil çeşitli nedenler sonucu yanan ormanların dumanlarıyla bile anlatamıyorlar.
Bu yetmezmiş gibi genişletme ve gençleştirme adı altında her yıl bir veya iki kez acımasızca yapılan ağaç kesimini de görmüyor duymuyor konuşmuyor ve yazmıyorlar.
Memleketim Ardahan’a, 'Meşe Ardahan', Göle ilçesine, 'Yeşil Göle' adını veren Yalanızçamların yanmaz tomruklarının acımasızca kesilip, doğrandığı haberlerimize olduğu gibi çoğunun Güneydoğu'da bildiği ama Ardahan’ın da içinde bulunduğu Doğu Anadolu bölgesinin 15 ilinden biri olan gümrüğüyle ünlü Şırnak’tan da aynı kesim haberleri gelirken.
Cemırlı askeri ve polis arabalarının ormanlar gibi bölgedeki insanların telefonlarını sıkça kestiği söylenen Şırnak'ta olağan üstü bir ağaç katliamının olduğu haberlerini alırken yeterli itfaiyesi olmayan Ardahan'da da ot yangını haberleride de dikkate alınmıyordu ne TRT, ne AA, nede A haberlerde..
Evet, Amerikalıların dillerini, derilerini kesip yok ettiği söylenen Kızılderilinin dumanla bile anlaştığı söylenen şu dünyada kimse doğu da her yıl acımasızca devam eden orman kesimlerini, ot yangınlarını duyup, anlamıyor şu batı, turistik alanlarda çıkan bir dumanı anında duyan ama Kürtçe başta olmak üzere onca dili unutup, işaret dilinin çok ama çok önemli olduğu söylenen şu ülke de..
