Fakir Yılmaz

İnce, İnce Doğramak..

Fakir Yılmaz

CHP'den ayrılıp, Memleket adlı kendi partisini kurup, memleket, memleket gezen Muharrem İnce'nin memleketim Ardahan gibi il olmayı bekleyen Gebze'de ne diyeceğinin merakla beklendiği sırada bugünkü yazıma hazırlanırken WhatsApp aracılığı ile gelen iki mesaj dikkatimi çekti.

Bir taraftan günlük yazımı ve haberlerimi bitirmeye çalışırken diğer taraftan baktığım WhatsapApp mesajlarında okuduklarım ile İnce'nin açıklamaları arasındaki inceliklerin diğer bir örneği de hemşehrimin belediye başkanı olduğu İstanbul Esenyurt'ta ve ülkenin diğer birçok yerinde yaşananların gündeme gelmediğinden, gelememesinden, getirilememesinden yakınıldığını bir kez daha görüyordum.

Çünkü bir zamanlar İnce'nin partisi olan CHP'nin Belediye Başkanlarından tutun da, başbakanlık yapmış Binali Yıldırım ya da içişleri bakanlığı yapmış Meral Akşener gibilere kadar değişen bir şeyin olmadığını görmekteydim.

Seçim öncesinde "liyakat" naraları atan CHP’li belediyelerin başında bulunduğu belediyelerde yaşananların yanında başkanlık sistemi denilerek iktidarı ellerinde tutanların birbirinden farklı olmadıklarını da bir kez daha anlıyordum.

Sağcı iktidar ve belediyeler 'Devlet kim asıl biz devletiz' derken aslında devleti ve siyaseti adeta aile şirketine dönüştürdükleri yönünde iddiaların revaçta olduğu şu günlerde önce FETÖ darbe girişimi, ardından getirilen KYK'lara, sonrasında pandem, şimdi de 'Devlet Bekası' safsatasının ardına sığınıp, iktidarın art arda yayınladığı engellemeler ve getirilen yasaklarla  iş yapamadıklarını belirten CHP'li belediyelerinde son yerel seçimlerinden önce “Babamın oğlu olsa işe almayın” diyen genel başkanlarını hiç de dinlemediklerini  görüyordum Esenyurt'tan gelen mesajda.

Ki; bunların çoğunu zaten biliyordum. Ama dün yani seçim öncesi yaptığım haber ve yorumlarım ardından bana sitem edenlerin bugün beni daha iyi anlamalarını bekliyorum.

Aynı zamanda AK Parti Genel Başkanı ve Cumhurbaşkanı olan Erdoğan'ı 'tek adam' hatta diktatörlükle suçlayan Kılıçdaroğlu'nun son kurultay öncesi seçimsiz, 'dediğim dedik, öttürdüğüm düdük' diyerek tartışmalı atamalarına dikkat çeken İnce'nin aslında CHP genel merkezi gibi belediyelerinde adeta aile çiftliğine dönüştüğünü anlatmaya çalıştığını da gürüyoruz.

Son Mahalli İdareler Seçimleri ardından “Torpil, kayırma dönemi bitti” diyen, işsizlikten dem vuran CHP'nin seçilmiş belediye başkanlarının atamalarına baktığımızda bugün Başkan Erdoğan'ı, ''Damadını bakan yaptı'' diye suçlayanların kendilerinin de eşlerini kurdukları kooperatiflerin başkanı yaparak, eş dostu müdür, hukuk danışmanı diyerek koltuklara oturttuklarının sanki görülmediğini sansalar da görünen köy kılavuz istemiyor...

Neyse bunları bir dahaki yazılarımızda daha net ve kimin kimi nereye oturttuğunu anlatmaya devam edeceğimizi buraya not edip, WhatsApp'tan gelen 2. mesaja bakalım..

BİR KADIN VE GELİNİ...

Bir kadın düşünün..

Oğlu; alkol ve uyuşturucu kullandıktan sonra gelinini o gece her zamankinden fazla, kum torbasını döver gibi dövüyor ve kopan  kıyameti duyan komşuları hemen polis çağırıyor.

Kadın olayı öğrenince hemen avukatlarını alıp oğlunun evine yetişiyor ve gelininin halini görmezden gelip,  polislerin zabıt tutmasını engellemeye çalışıyor ama zabıt tutuluyor. Bunun üzerine gelinine dönüp şikâyetçi olmamasını, eğer olursa 2 çocuğunu bir daha göremeyeceğini söylüyor.

Gelin, olaydan sonra iki çocuğunu komşulara emanet edip, zabıt tutan polislerle birlikte hastaneye gidiyor ve neredeyse 10 ayrı başlıkta tanımlanan şiddet izi raporu alıyor.

Sonrasında mahkeme kadının oğluna gelinin yaşadığı eve yaklaşmama ve evden uzaklaştırma kararı veriyor.

Sonra ne mi oluyor?

Ev, kadına ait olduğu için hemen tahliye kararı aldırarak gelinine evi boşalttırıyor ve gelin iki çocuğu ile kapı dışarı ediliyor.

Peki;

Oğlunun gelinine yaşattıklarına göz yuman ve torunlarının annesine eziyetten kaçınmayan bu kadının kim olduğunu biliyor musunuz?

Maalesef ki bu kadın ;

Evet bu kadın kim diye merak edenler mesajın kimi anlatmaya çalıştığını anlamaya çalışa dursunlar ben bu kadının kim olduğunu gazetemdeyken gelen bir yayın yasağı ile hatırladım.

Çünkü bu ülkede şu an yöneticiyim, eski yönetici diyenlerin yaptıklarını da yazmak, söylemek yasak hem de 'gizlilik' adı altında savcı, hâkim kararları ile...

Kısacası Muharrem İnce'nin ince mesajları gibi bu yazıda ince anlatımlarla anlaşılır mı bilmem ama sistemi şikâyet edip, koltuğa gelenleri ilahi bir güç değil, kendi kurdukları sistemler koruyor bu ülkede..

Yazarın Diğer Yazıları