Cumhurbaşkanı Erdoğan'dan Kabine Toplantısı sonrası açıklamalar

Cumhurbaşkanı Erdoğan: Temel ihtiyaç ürünlerinin KDV'sini yüzde 18'den yüzde 8'e indirme kararı aldık.

Cumhurbaşkanı Erdoğan'dan Kabine Toplantısı sonrası açıklamalar
TAKİP ET Google News ile Takip Et

Cumhurbaşkanlığı Külliyesi'ndeki Kabine Toplantısı'nın ardından millete seslenen Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan konuşmasına, geçen haftalarda ülkenin gündeminde iki ayrı köprüyle ilgili gelişmelerin bulunduğunu, bunlardan birisinin 1915 Çanakkale Köprüsü, diğerinin de Karadeniz'in kuzeyinde süren krizin çözüm yolunda kurmaya çalıştıkları "barış köprüsü" olduğunu söyledi. Erdoğan, Çanakkale Deniz Zaferi'nin 107. yıl dönümünde hizmete açılan 1915 Çanakkale Köprüsü'nün, Avrupa ile Asya ve Afrika'yı kara ve demir yoluyla birbirine bağlayan boğazlar üzerindeki altıncı geçiş noktası olduğunu belirtti.

Ukrayna-Rusya Savaşı'nda, 2014'ten beri devam eden krizin diyalog, uzlaşma, anlaşma yoluyla çözümü için samimi gayret gösteren neredeyse tek ülkenin Türkiye olduğuna dikkati çeken Erdoğan, "Herkesin tahrik peşinde koştuğu günlerde biz taraflara her fırsatta barışın tesisini telkin ettik. Bugün de her iki tarafın da hakkaniyetine, samimiyetine, dostluğuna güvendiği yegane ülke olarak barış yolunda en çok çabayı gösteren ülke durumdayız. Nitekim savaşan ülkeler arasındaki en üst düzey temas olan Dışişleri Bakanları Toplantısı Antalya'da yapıldı. Ateşkes ve barış müzakerelerini yürüten Rusya ve Ukrayna heyetleri, yarın İstanbul'da tekrar bir araya geliyor. Toplantı öncesi biz de heyetlerle bir araya gelerek kısa bir görüşme yapacağız. Sayın Putin ve Sayın Zelenskiy ile sürdürdüğümüz telefon trafiğinin de olumlu bir istikamette seyrettiğini söyleyebilirim." ifadelerini kullandı.

Geçen hafta Brüksel'de yapılan NATO Liderler Zirvesi'nde bu yaklaşımlarını üye ülkelere tüm açıklığıyla bir kez daha anlattıklarını belirten Erdoğan, "Dünya beşten büyüktür diyerek Birleşmiş Milletler Güvenlik Konseyi nezdinde küresel yönetim ve adalet sistemine olan itirazlarımızı dile getirirken de aynı hissiyata sahiptik. Davos'ta one minute diyerek zulme, işgale, zorbalığa karşı tavrımızı ortaya koyarken de derdimiz barıştı, huzurdu, insan hayatına saygıydı." dedi.

"EN BÜYÜK HASLETİMİZ MİLLETİMİZLE ARAMIZDA KURDUĞUMUZ GÖNÜL KÖPRÜLERİ"

Türkiye'nin 40 yıla yaklaşan terörle mücadele tarihinde yaşadığı onca acıya, maruz kaldığı onca haksızlığa, ödediği onca bedele rağmen aynı çizgiden sapmadığının altını çizen Erdoğan, "Balkanlar'dan Kafkasya'ya, Suriye'den Libya'ya kadar bütün bu bölgede sınır ötesi siyasi, diplomatik, güvenlik mücadelemizi de bu anlayışla yürüttük. AFAD'ımızla, TİKA'mızla , Yurtdışı Türkler Başkanlığımızla, Maarif Vakfımızla, sivil toplum kuruluşlarımızla dünyanın dört bir yanında yürüttüğümüz kalkınma ve insani yardım faaliyetlerine de hep bu zaviyeden baktık. Esasen ülkemizdeki siyaset yelpazesinde kendimizi de tarif ederken en büyük hasletimizin milletimizle aramızda kurduğumuz gönül köprüleri olduğunu söylüyoruz. Gerçi yıllarca birileri bizim bu medeniyet ve tarih misyonumuzu, insan merkezli siyasetimizi kimi zaman küçümseyerek itibarsızlaştırmaya kimi zaman iftirayla sabote etmeye kalkmıştır. Aynı şekilde Türkiye'nin bu medeniyet ve tarih yürüyüşünü sömürge ve vahşet üzerine inşa ettikleri kendi refah ve güvenlik alanlarına tehdit olarak görenler de boş durmamıştır. Ülkemizin en haklı olduğu konularda bile yalnız bırakılmasının, hatta daha da ötesine geçilip aleyhinde kampanyalar yürütülmesinin gerisinde işte bu gerçekler vardır. Hamdolsun, biz tüm bu süreçte medeniyetimizin ve tarihimizin bize yüklediği sorumlulukların gösterdiği istikamette önümüze çıkan engelleri birer birer aşarak mücadelemizi sürdürdük. Böylece Allah'ın yardımı ve aziz milletimizin desteğiyle ülkemizi nice badirelerden kurtarmakla kalmadık, kurduğumuz güçlü demokrasi ve kalkınma altyapısıyla çok daha büyük hamleler için ihtiyacımız olan hazırlıkları tamamladık." dedi.

Erdoğan, salgının tetiklediği sağlık ve ekonomik krizler Rusya-Ukrayna savaşıyla derinleşirken Türkiye'nin yatırım, istihdam, üretim, ihracat, cari fazla yoluyla büyüme stratejisinden taviz vermeden yolunda ilerlediğini bildirdi. Ülke ve millet olarak bu mücadeleyi verip, pek çok badireyi atlatırken bedeller de ödendiğini dile getiren Erdoğan, terör örgütleriyle huzura, 15 Temmuz'da istiklale, sosyal medya tehditleri üzerinden ekonomiye saldıranların ülkedeki herkesi bunun yıkıcı sonuçları altında bırakmayı planladığını ifade etti.

Akdeniz'deki güç kavgasında gerilimi sürekli yükseltenlerin niyetinin, bugünle birlikte geleceği de ipotek altına almak olduğunu vurgulayan Erdoğan, "Salgında gelişmiş ülkeler bile çaresizce sağa sola savrulurken Türkiye'nin sağlık hizmetlerini ve tedarik kanallarını ayakta tutması karşısında birilerinin midelerine kramplar giriyordu. Son olarak Rusya-Ukrayna krizinde ülkemizi savaşın tarafı yapmak için var güçleriyle çalışanların bizim kurduğumuz 'barış köprüsü'nü yürekleri daralarak izlediğini biliyoruz. Aynı çevrelerin ülkemizin son 20 yılda ortaya koyduğu büyük kalkınma hamlesinin sembollerinden biri olan 1915 Çanakkale Köprüsü'nün o görkemli görüntüsü altında ezildiklerinin de farkındayız. Buradan bizim nezdimizde ülkemizi ve milletimizi hedef alanlara mesajımızı altını çizerek bir kez daha tekrarlıyorum. Unutmayın orta açıklıkta daha önce Japonya bir numara iken, şu anda bu köprümüz dünyanın bir numarası olmuştur. Bundan dolayı herhangi bir takdirinizi beklemiyoruz. Ama takdir etmeniz sizi küçültmez tam aksine büyütür. Büyük ve güçlü Türkiye'nin inşasını engellemeyi başaramayacaksınız. Türkiye'nin adil ve samimi duruşuyla bölgesinde ve dünyada barışın, huzurun, güvenin köprüsü haline dönüşmesini engelleyemeyeceksiniz." ifadelerini kullandı.

"SON SÖZ MİLLETİMİZİNDİR"

Türkiye'nin en büyük on ekonomi arasına girerek kendisi ve tüm dostları için yeni bir dünya inşası gayretlerinin de baltalanamayacağını dile getiren Erdoğan, "Nice zorlu mücadeleleri beraberce yürüttüğümüz, nice hayati imtihanları birlikte geçtiğimiz, nice mümkün değil denilenleri birlikte başardığımız milletimizin 2023'te bu kutlu yürüyüşe bir kez daha güç vermesine mani olamayacaksınız. Bugüne kadar ülkemize kazandırdığımız eser ve hizmetler elbette önemli ama asıl bundan sonra yapacaklarımızla Türkiye'yi dünyanın en üst ligine çıkartacağız. Geçmişte ülkemizin benzer fırsatları değerlendirmesinin önüne darbelerle, cuntalarla, vesayet oyunlarıyla defalarca geçmişler. Bu defa onlara aynı keyfi yaşatmayacağız. Zorluklarımız yok mu, sıkıntılarımız yok mu, eksiklerimiz yok mu, önümüze döşenen mayınlar, ayağımıza dolanan ipler, işimizi zorlaştıran tuzaklar yok mu? Hepsi de var. Ama bunların tamamının üzerinde bizim ülkemizi güçlü, milletimizi müreffeh yapma inancımız, irademiz, hazırlığımız, birikimimiz, imkanımız, kararlılığımız var. Herkesin bir hesabı, bir planı olabilir. Fakat en büyük hesap ve en büyük plan sahibi Allah'tır. Herkesin içinden geçen niyetler, kalbinde yatan aslanlar olabilir fakat son söz milletimizindir. Biz bugüne kadar Rabb'imizden gelen takdire, milletimizin verdiği her karara ram olduk, teslim olduk. İnşallah 2023'e kadar gece gündüz çalışarak, güçlü taraflarımızı tahkim, zayıf taraflarımızı takviye ederek milletimizle aramızdaki gönül köprülerini daha da sağlamlaştıracağız." dedi.

Köprünün her şeyden önce, 140 yıl önce benzer bir projeyi düşünen, hazırlığını yaptıran ancak ülkenin o dönemdeki şartları sebebiyle bunu hayata geçiremeyen ecdada bir armağan olduğunu ifade eden Erdoğan, "Aynı şekilde köprü 107 yıl önce Çanakkale'de imanıyla, yüreğiyle, canıyla, dişi, tırnağıyla yürüttüğü bir savaş sonunda büyük bir zafer kazanan tüm kahramanlarımıza bir şükran, bir minnet, bir teşekkür ifadesidir. Yine bu köprü, Cumhuriyetimizin bir asra yaklaşan muasır medeniyet seviyesinin üzerine çıkma mücadelesinin günümüz teknolojisiyle tecessüm etmiş halidir." ifadelerini kullandı.

Cumhurbaşkanı Erdoğan, temelinin atıldığı günden açılışının yapıldığı ana kadar her aşamasını adım adım bizzat takip ettiği bu eserin, hayırlı olmasını diledi. Türkiye'nin sahip olduğu her büyük eser gibi bu projenin de Türkiye'ye kazandırılmasında pek çok engeli aşmak zorunda kaldıklarını dile getiren Erdoğan, "Hatırlarsanız, boğaza yapılan ilk köprüyü inşa ederken birileri bu eserin İstanbul'a yapılmış en büyük kötülük olduğunu söyleyebilecek kadar ileri gitmiş, projeyi sabote etmek için her yolu denemişlerdi. Buna rağmen artık adı 15 Temmuz Şehitler Köprüsü olan bu eser tamamlanıp hizmete açılmıştı. İkinci köprü yapılırken bu defa aynı hezeyanlar, rahmetli Özal üzerinden tekrar sergilenmişti. Fatih Sultan Mehmet Köprüsü de bu utanç verici tartışmaların eşliğinde inşa edilip, bitirilmişti." dedi.

"ÜÇÜNCÜ KÖPRÜ ARTIK 2 BETON KULEDEN İBARET, MANŞETİ ATANLARIN SEFİLLİKLERİNİ UNUTMADIK"

Marmaray Projesi'ne başladıklarında aynı zehirli okların kendilerine yöneldiğini, uzun bir mücadelenin ardından bu eseri tamamlayarak hizmete sunduklarını ifade eden Cumhurbaşkanı Erdoğan, sözlerini şöyle sürdürdü: "Mahkeme mahkeme dolaşarak 4 yıl bizi geciktirdiler. Sonunda tamamladık, tabii şimdi rahatlıkla Marmaray'dan birlikte Asya'dan Avrupa'ya geçiyorlar. Aynı şekilde Avrasya... Avrasya'da da şimdi girmeyeceğim detaylarına, yine Avrasya'da hani '5'li çete' diyorlar ya, '5'li çete' dediklerini koy bir kenara burada aynı siyasi görüşü paylaştıkları arkadaşlarımız Avrasya Tüneli'ni yapanların içindeydi. Boğazın üçüncü gerdanlığı Yavuz Sultan Selim Köprüsü'nün inşası boyunca kampanyalar yürüttüler, manşetler attılar, gösteriler yaptılar. Daha dün gibi gözlerimin önünde, boğazdan gelip güçleri yetse inanın her türlü ihaneti yapabilirlerdi. Bir mahkeme kararını yanlış anlayarak 'Üçüncü köprü artık 2 beton kuleden ibaret' manşeti atanların sefilliklerini unutmadık. Aynı güruh Çanakkale'deki köprü için de demediğini bırakmadı. Bizim bu tür hezeyanlara cevabımız her zamanki gibi gündemimizdeki projeyi süratle tamamlayarak milletimizin hizmetine sunmak olmuştur."

Erdoğan, 1915 Çanakkale Köprüsü'nün bir diğer önemli özelliğinin ise kamu-özel iş birliği modeliyle, yap-işlet-devret yöntemiyle Türkiye'ye kazandırılması olduğunu belirterek, "Ama Bay Kemal, yap-işlet-devret ne demektir inanın bilmez, anlamaz. Bu öyle her yiğidin karı değil, bunun için bu alanda mürekkep yalamak lazım, böyle bir durum yok. Yıllardır birileri bu yatırım modeli üzerinden bizi itham ediyor, bize bühtan ediyor, bizi yerden yere vuruyor. İGA'yı yaptık onunla ilgili de konuştular. Şimdi 'İGA nedir' diye sorsan bilmez. Şu anda dünyadaki ilk üç havalimanından bir tanesi İstanbul Havalimanı." dedi.

Cumhurbaşkanı Erdoğan, Çanakkale'deki eserin ihtişamını insanların kafasında soru işaretleri oluşturarak gölgelemek isteyenlerin hemen harekete geçtiklerini belirterek, "İşte İstanbul Havalimanı da aynı şekilde dünyada gerçekten çok büyük sesler getirdi, hala da devam ediyor. Şimdi yüklenici firmalar, işletmeci firmalar buraya ilave bazı proje tadilatıyla güzellikler yapacaklar. 'Geçmediğimiz köprünün parasını ödüyoruz' çarpıtması yaptılar. En somut örneği olan bu bühtanları elbette biz kale almıyoruz, bir kulağımızdan girip öbüründen çıkıyor." ifadelerini kullandı.

"İŞLETME SÜRELERİNİN SONUNDA DA YAPILAN ESERLER DEVLETE GEÇECEKTİR"

Bu yalanlar sebebiyle tereddüde düşen vatandaşların olabileceğini belirten Erdoğan, kısaca kamu-özel ortaklığı veya yap-işlet-devret projelerinin ne anlama geldiğini bir kez daha hatırlatmak istediğini ifade etti. Cumhurbaşkanı Erdoğan, kamu-özel ortaklığı projelerinin tüm dünyada yaygın olarak kullanılan bir altyapı modeli olduğunu belirterek, sözlerini şöyle sürdürdü: "Dünyada sadece 2021 yılında bu modelle 35,6 milyar dolarlık yatırım yapılmıştır. Türkiye bu modeli en verimli şekilde kullanan Avrupa'da 3'üncü, dünyada 13'üncü ülke durumundadır. Almanya, yeni otoyol projelerinin önemli bir kısmını bu modelle hayata geçirme kararı almıştır. Amerika, bir süre önce açıkladığı 1,5 trilyon dolarlık altyapı projesinin önemli bir bölümünü bu modelle hayata geçirecektir. Ülkemiz geçtiğimiz 20 yılda ulaştırma ve haberleşme alanında bu modelle 37,5 milyar dolarlık yatırıma kavuşmuştur. Bay Kemal, bak bunları milli bütçeden yapmadık. Kendileri tedarikçi aynı zamanda yatırımı yaptılar ve belli bir süre bunu işletiyorlar. Yapılan analizler 2024 yılında kamu-özel ortaklığı projelerinin hazineye olan yükünün neredeyse sıfırlanacağını, bir sonraki yıldan itibaren de katlanarak artan bir gelir kaynağı haline dönüşeceğini gösteriyor. Tabii bu hesap sadece garanti rakamlarıyla ilgilidir. Yatırımın devreye girdiği andan itibaren devletin vergi, zaman, akaryakıt, bu noktada tabii akaryakıt tasarrufu ekonomik canlılığın getirdiği kazançlar başta olmak üzere elde ettiği gelirler kamunun kar hanesine hemen yazılmaya başlanmaktadır. Kamu-özel iş birliği modeliyle 2003-2021 yılları arasında hayata geçirilen yatırımların ülkemizin milli gelirine 395 milyar dolar, üretime 838 milyar dolar, istihdama 1 milyon kişi katkısı zaten olmuştur. Bu katkı her geçen yıl artarak sürecek, işletme sürelerinin sonunda da yapılan eserler devlete geçecektir."

Cumhurbaşkanı Erdoğan, Antalya Havalimanı ile ilgili, Ulaştırma ve Altyapı Bakanı Adil Karaismailoğlu'na, "Antalya ile ilgili tahsilatı yaptınız mı, ne kadar?" diye sordu. Bakan Karaismailoğlu'nun miktarın 2 milyar 138 milyon avro olduğunu söylemesi üzerine, Erdoğan, Antalya Havalimanı ile ilgili süreyi uzatma ihalesi yapıldığını hatırlatarak, "İş bilenin, kılıç kuşananın, olay bu. Ayrıca bu modelle ülkemize kazandırılan büyük projelerin işletme süresindeki bakım, onarım, geliştirme maliyetlerinin yatırım bedelleriyle mukayese edebilecek seviyelere çıkabildiği de dikkate alınmalıdır. Velhasıl neresinden bakarsanız bakın ülkemiz için karlı, kazançlı, hayırlı, verimli bir yatırım modelini Türkiye'de etkin ve yaygın bir şekilde uygulamış olmaktan memnunuz." ifadelerini kullandı.

Bakmadan Geçme