CHP Kars İl Başkanı Taner Toraman ve Kars Belediyesi eski Başkanı Naif Alibeyoğlu, geçen haftalarda Türkiye-Ermenistan-Gürcistan sınırında meydana gelen depremin ardından yeniden gündeme gelen Metsamor Nükleer Santrali ile ilgili basın açıklaması yaptı.

İl Başkanlığında gerçekleştirilen basın açıklamasında, Başkan Toraman, santralin hem Türkiye'nin hem de Kafkasların korkulu rüyası durumuna geldiğini söyledi. Yıllar önce kapatılma kararının uzatılmış olan santralin özellikle Kars, Akyaka ve Digor ilçeleri, Halıkışlak köyü ile Ardahan ve Iğdır’ın tamamını tehdit ettiğinin altını çizen Toraman, “Uluslararası Atom Enerji Ajansı (IAEA) ve Avrupa Birliği (AB) verilerinde, ‘dünyanın en tehlikeli nükleer santrali’ olarak gösterilen 47 yıllık Metsamor Nükleer Santrali'nin, depremde gördüğü hasar yüzünden oluşan çatlaklar dolayısıyla Ermenistan, Türkiye, Gürcistan, Azerbaycan ve İran için risk oluşturduğu belirtiliyor. Doğu Anadolu fay hattı üzerinde bulunan bu tehlikeli santralin, başta bölgemiz olmak üzere ülkemiz ve Kafkasya’nın sağlığı için bir an önce kapatılması gerekiyor.” dedi.

BÖLGE, GÖZDEN ÇIKARILDI VE KADERİNE TERK EDİLDİ

Kars belediye başkanlığı görevini sürdürdüğü sırada, santralin kapatılması için çok sayıda ulusal ve uluslararası girişimde bulunduklarını hatırlatan Kars Belediyesi eski Başkanı Naif Alibeyoğlu ise, bilinen tehlikelerine rağmen santralin kapatılmamasını, bölgenin gözden çıkarılması şeklinde yorumladıklarını dile getirdi. 

“ÇERNOBİL’DEN DAHA TEHLİKELİ”

Metsamor’un halihazırda Çernobil’den daha tehlikeli olduğunu vurgulayan Alibeyoğlu, Ermenistan ve Türkiye’nin işbirliği yaparak konunun üzerine gitmesi gerektiğini savundu. Metsamor’a karşı yapılacak işbirliğinin iki ülke arasındaki ilişkileri güçlendireceğini de kaydeden Alibeyoğlu, sözlerini şöyle tamamladı:
“Karabağ Sorununun büyük ölçüde çözüldüğü şu sıralar; Ermenistan ve Türkiye Hükümetlerinden ikinci Metsamor ünitesi kapatılana kadar, her iki tarafın acil eylem planı hazırlayarak, beraberce boşaltılma planlarının yapılıp bir an önce yerel yetkililere dağıtılmasını ve büyük bir kaza durumunda sınırların, bölge halkının boşaltılması için açılması sağlanabilmelidir. Kolayca ulaşılabilir sağlık sığınaklarının ve radyasyona maruz kalma güzergahında acil planlama bölgesi, acil durum çalışanları ve halk için koruyucu iyot kullanımı planlanmasının yapılması gibi koruyucu önlemler için ortaklaşa eyleme geçilmelidir. Deprem gibi doğal afetlerin, boşaltmayı zorlaştıracağı göz önüne alınarak ve yeteri miktarda koruyucu iyot stokları ve kullanımı kılavuzlarının yerel hastane, belediye, okul ve itfaiyelere dağıtılması gerekmektedir. Çernobil ve Japonya’da Fukuşima’daki son felaket, trajik fakat önemli bir dönüm noktasıydı. Bizi daha önce görülmemiş miktarda enerji ve kaynakları etkilenen insanlara, bu tip acıların bir daha hiç yaşanmamasını sağlama konularına odaklanmamızı sağlamış ve nükleer kazanın Ukrayna, Belarus, Rusya ve Japonya’da hayat, sağlık ve çevre üzerinde yıkıcı bir etkisi olmuş, radyasyonun etkileri diğer dünya ülkelerinde korku ve kaygılara neden olmuştur. Son olarak ülkeleri ve politik farklılıkları gözetmeden, Metsamor Nükleer Santrali civarında yıllarca radyasyon korkusuyla yaşamakta olan halk adına, Metsamor Nükleer Santrali’nin ruhsatının uzatılmasındaki tehlikeli, pahalı ve sorumsuz sürece müdahale edilmelidir. Bu Santralin kapatılmasıyla insani değerler çerçevesinde Ermenistan’a enerji satılması, Nükleer tehlikenin ortadan kalkması, doğal çevrenin korunması, beraberinde sorunların çözülmesi, bölge barışı ve halklar arasında yakınlaşma sürecini de hızlandıracaktır.”