Recep İvedik 7 gerçek mi oluyor?

Recep İvedik 7 filminin çekildiği Kozak Yaylası'nda, 3'üncü maden sahası için sondaj çalışmaları başladı.

Recep İvedik 7 gerçek mi oluyor?
TAKİP ET Google News ile Takip Et

Şahan Gökbakar’ın son filmi Recep İvedik 7 filminin çekildiği, Türkiye’nin en büyük çam fıstığı havzası olan Kozak Yaylası’nda üçüncü maden sahası açılması için sondaj çalışmaları başladı.

FİLMDE İNŞAAT ŞİRKETİ, GERÇEKTE MADEN ŞİRKETİ

16 mahalleden oluşan Kozak Yaylasındaki, Okçular, Hisarköy ve Aşağıcuma Mahallelerinde çekilen Recep İvedik 7’de, köye musallat olan bir inşaat şirketine karşı köylülerin verdiği mücadele beyaz perdeye yansıtıldı. Gelintepe Mevkii adı verilen mera ve orman bölgesinin tam ortasında Koza Altın İşletmeleri AŞ tarafından başlatılan sondaj çalışmasına karşı çıkan köylülerin durumu, filmdeki mücadeleyi hatırlattı.

BÖLGEDEKİ ÜÇÜNCÜ MADEN SAHASI

Balıkesir ili ile İzmir/Bergama ilçe sınırları arasında kalan yaylada ilk maden çalışması, Koza Altın İşletmeleri AŞ tarafından Kaplan köyünde başlatıldı. Ardından, Kozak Yaylasının Balıkesir sınırına, bu kez Türkiye’nin en büyük maden işletme sahası Tümad tarafından kuruldu. Üçüncü sondaj çalışması da, Kozak Yaylasındaki 16 köyün nahiyesi olarak bilinen Yukarıbey köylülerinin daha çok kullandığı Gelintepe Mevkiinde hem de mera ve orman alanlarının tam ortasında başlatıldı.

MADEN VE TAŞ OCAKALARI SU KAYNAKLARININ YÖNÜNÜ DEĞİŞTİRDİ

Köy muhtarlarının konuyla ilgili olarak, Ankara’da siyasilerle temasları sürerken, çiftçiler ise küresel iklim felaketinden dolayı su kaynaklarının zaten azaldığını; maden ve taş ocaklarının sondaj çalışmalarından dolayı da su kaynaklarının hem daha derine çekildiğini hem de yönünün değiştiğini söyledi.

SUYA ULAŞMAK ARTIK DAHA MALİYETLİ

Yaklaşık 16 milyon üreticinin bulunduğu Kozak Yaylasında çiftçiler, yeraltı sularında 2009 yılından itibaren gözle görülür biçimde azalma olduğunu kaydetti. 10 yıl önce 7-8 metre derinden su çıkarabilirken, gelinen noktada suya ulaşmak için ortalama 30 metre derine kadar artezyen vurmaları gerektiğini belirten köylüler, suya ulaşmanın giderek daha maliyetli hale geldiğini ifade etti.

PINARLAR KURUDU, ÇEŞMELERİN YÜZDE 3’U AKMIYOR

Öte yandan köylüler, yaylalardaki pınarların kuruduğunu, çeşmelerden yüzde 30’unun tamamen akmaz hale geldiğini, kalan kısmında ise mevsime bağlı olarak su potansiyelinin azaldığını belirtti. Çiftçiler, maden işletmeleri ile taş ocakları işletmelerinin sondaj çalışmalarının, küresel iklim felaketinin etkisini tetiklediğini savundu.

Gelintepe Mevkii, çoğunlukla Yukarıbey köylülerinin mera ve yayla olarak kullandığı bir bölge.Gelintepe Mevkii'ndenKöylüler yaz aylarında halen daha yaylalara çıkıp hayvanların beslenmesini sağlıyor.Köylüler yayladaki çeşmelerin çoğunun kuruduğunu ifade ediyor.

ARAMA SAHASINDA 18 SU KAYNAĞI VAR

Altın arama çalışmalarının başlatıldığı ve 18 su kaynağı olduğu ifade edilen Gelintepe Mevkii’nde, köylülerin ifadelerine göre, mera ve orman alanlarının talan edilmesinin yanı sıra, gelecek yakın dönemde ortaya çıkacak içme suyu sıkıntısı da büyük soru işaretlerinden.

UNESCO JEOPARKLAR AĞI’NA ADAY

Yakın zamanda sona eren ve İzmir Büyükşehir Belediyesi tarafından bölgede yürütülen ‘RURITAGE-Kültürel Miras Esaslı Sistematik Stratejiler Yoluyla Kırsal Yenilenme’ projesinden sonra, UNESCO Global Jeoparklar Ağı’na dahil olmak için başvuru yapıldığı da biliniyor. Balıkesir ve İzmir Büyükşehir Belediyelerinin ortak yaptığı ve Nisan 2021’de kabul edilen başvuru kapsamında, bölge;  ‘İda Madra Jeopark Alanı’ olarak tanımlandı ve ‘dünyanın en değerli granit tor topoğrafyası olarak unesco dünya miras listesi adayıdır’ ifadelerine yer verildi. Ormanlık alanın göbeğinde başlatılan üçüncü maden sahası projesinden sonra, söz konusu UNESCO başvurusunun riske girip girmeyeceği de bir başka soru işaretini ortaya çıkardı.

ARAMA ÇALIŞMALARI 2009’DAKİ ÇED RAPORU BAZ ALINARAK BAŞLAMIŞ

Öte yandan, Koza Altın İşletmeleri AŞ.’nin, 2009 yılında bölgeyle ilgili aldığı ÇED raporuna dayanarak sondaj çalışmasına başladığı da iddia ediliyor. Köylüler, 2009’dan bu yana seviyeleri azalan ve yönleri değişen su kaynakları ve bölgenin değişen topografyası ile ilgili yeni bir ÇED raporuna ihtiyaç duyulduğu da savundu.

TUNÇ SOYER NEDEN SUSKUN?

Bölgede RURİTAGE Projesini gerçekleştiren İzmir Büyükşehir Belediyesi Başkanı Tunç Soyer ve ekibinin, yeni başlayan maden sondaj çalışmalarına dair açıklamada bulunmaması ise dikkat çekiyor. Bölge halkı, Tunç Soyer’in RURİTAGE projesi süresince de, taş ocakları ile ilgili beklenen tepkiyi vermediğini savunuyor.

Bakmadan Geçme