Doğu'nun kadınlarından mesaj var!

Doğu Anadolu'nun başarılı kadınları, 8 Dünya Emekçi Kadınlar Günü'nde Bülten TV'nin sorularını yanıtladı…

TAKİP ET
'TÜRKİYE KADIN YÖNETİCİLERİ KALDIRAMIYOR'

Meryem Önkür – Ağrı

Meryem Önkür, Ağrı Doğubayazıt'ta Dalbahçe köyü muhtarı. Ağrı'nın ilk kadın muhtarı olan Önkür, üniversiteden Okul Öncesi Öğretmenliği bölümü mezunu. Atanamayan ama atanamamasını dert etmeden, öğretmen olarak olmasa bile köyüne yararlı olmayı kafaya koyan Önkür, erkek egemenliğinin baskın olduğu Doğu'da kadınlara yol açar düşüncesi ile bu yola çıktığını dile getiriyor.

İşte Meryem Önkür'ün yanıtları…

1.Gerçekten bana göre Türkiye'de kadın olmak çok zor bunu kendim yaşadım ve yaşıyorum; psikolojik baskılar olsun erkek egemenliği olsun kadını her zaman geri planda görüyorlar. Türkiye'de kadın evde oturmak çocuk yapmak zorunda görülüyor. Türkiye kadın yöneticiliğini kaldıramıyor. Özellikle Doğu bölgesinde erkek egemenliğin yoğun olduğu bir bölge. Burada kadın her zaman evinde oturur, yemek yapar, iş yapar, dünyaya çocuk getirir. Kendimde bu bölgenin ilk kadın muhtarıyım. Muhtarlığımın dördüncü yılı ama hal bazı erkekler bunu kaldıramıyor. Kadının yöneticiliğini kabul edemiyor, bir kadın başımıza nasıl çıkar görev yapar gibi saçma sapan düşünceleri var.

2. Kadın olmanın avantajı, sadece bazen öncelik aldığım oluyor hizmetlerimde öncelik sağlanıyor tabii bu her zaman için söylenmez. Kadınlar rahatlıkla gelip dertlerini sıkıntılarını her türlü her şeylerini benimle paylaşabiliyorlar. Bir erkek olsaydı kadınlar gidip rahatlıkla dertlerini sıkıntılarını sorunlarını paylaşamazlardı. Dezavantajları bölge ile ilgili ama ben buralı olduğum için çok da hissetmediğimi söyleyebilirim.

3. Her şeyden önce kendinize inanmanızı istiyorum. Bir iş yapmak istiyorsanız korkmayın, risk alın .Kadınlar elinizi daha yükseğe kaldırın ve sesinizi, fikirlerinizi çekinmeden söyleyin! En önemlisi de kadınların birbirini desteklemesi lazım lütfen birbirinizi destekleyin. Ben bütün kadınların yapabileceklerini inanıyorum. Bir kadın bir evi, bir çocuğu, bir aileyi yönetebiliyorsa bir ili, bir kent, bir köyü ve bir ülkeyi de yönetebilir. Yeter ki kendinize inanın.

'KADIN DEMEK, 'MÜCADELE' DEMEK'

Şazime Hancı – Bitlis

Üniversiteden El Sanatları Bölümünden mezun olan Şaziye Hancı, uzun yıllar farklı kurumlarda usta öğreticilik yaptı ve 3 binin üzerinde öğrenci yetiştirdi. El sanatları alanında çok sayıda yarışmada dereceler alan Hancı, KOSGEB desteğiyle kendi sanat atölyesini kurdu. Evli ve 2 çocuk annesi Hancı, Türkiye'de kadın olmanın, 'mücadele' anlamına geldiğini savunuyor.

Hancı'nın yanıtları şöyle…

1.Türkiye'de kadın demek, 'mücadele' demek. Coğrafyasına göre 'sınır' demek. Yaşadığı ortama göre 'savaş' demek. Bunları özetlersek kadın bir doğar, bir mücadele ile yaşar. Yaşadığı ortamda aldığı değer kadar kıymet görür. Ve sürekli bir sınır çerçevesi içinde ilerler. Ama hep savaşmak zorundadır, çünkü o bir kadındır. Bu savaş doğduğunuz evden büyüdüğünüz coğrafyadan ilerlerken geldiğiniz noktaya kadar hep sürer ve bitmez çünkü siz kadınsınız.

2.Bu soru için belki de en çok cevabım dezavantaj için olabilirdi ama biz kadınlar öyle güzel bir mahlukatız ki birçok olumsuzluk içinde minnacık dahi olsa güzelliklerle hayata sımsıkı bağlanabiliyoruz. Belk ide bu yüzden çok güçlüyüz. Bölgemde kadın kimliği ile yeniden hayata dört elle sarılan bir kadın olarak başladığım zorlu, meşakkatli, yorucu hikayemde zorluklar bitmedi. Çalıştığınız ortamda değersizlik, yaptığınız işlerde karşı taraftan memnuniyetsizlik, kadın olduğunuz için küçümsenme, işinizi kolaylaştırmak yerine çıkmaza koymaya çalışanlar, çoğu zaman bir obje gibi bakanlar… Bütün bu olumsuzluklar içinde hayatı olumluya çeviren bir kadın olmak, vazgeçmeyen, yılmayan, güçlü bir kadın profili olmak da avantajım. Çevresindeki birçok kadına ilham olan, mücadelesini yaymaya çalışarak mutlu olan, çocuklarına ayna görevi yapan, zorluklarla onu yıldırmaya çalışanları yıldıran, ve itibarın kişilik olduğunu cinsiyet olmadığını kanıtlayan bir kadın olmak en büyük avantajlarım oldu.

3.Kadın olduğunuz için mutlu olun, kendinizi sevin, kendiniz ile gurur duyun asla çevrenizdeki olumsuzluklar için suçluluk çekmeyin, suçlu aramak ile meşgul olmayın, iyi ki varım deyin, hayata hep güzel bakın, ışığınızı yansıtın, yeteneklerinizi keşfedin, varlığınızı herkese kanıtlayan, çünkü dünyayı aydınlatan biziz, bu nesilleri yetiştiren biziz. Kadının varlığı dünyanın zenginliğidir çünkü kadın bir hazinedir... Bizler çok güçlüyüz ve iyi ki varız.

'KADIN OLMAK, SÜREKLİ MÜCADELE ETMEK'

Hatice Temir Bozdağ – Hakkari

Yüksekova doğumlu Hatice Temir Bozdağ, türlü zorluklar içinde üniversiteyi bitirdi. Ardından kendi memleketinde ilk kadın derneğini; Yüksekova Kadınlarını Toplumsal Destekleme ve Kültür Derneği (YUKADER), kurdu. Kadınların güçlü olmasının ön koşulunun ekonomik özgürlük olduğunu düşünen Temir Bozdağ, 2019 yılında da, Demeter adında bir kooperatifi kurdu. Halen daha kooperatif ile Derneğin başkanlığını yürüten Temir Bozdağ, bölgesindeki kadınlar için çok sayıda araştırma ve çalışma yürütüyor.

Hatice Temir Bozdağ'ın yanıtları şu şekilde…

1.Kadın demek, görünmeyen, mekanizmada olamamak, eşitlik yok, hak yok, şiddet ile sürekli mücadele etmek demektir.

'KADIN KADININ KURDU DEĞİL, YURDUDUR'

2.Dezavantajımız; sürekli ve her anlamda mücadele etmek zorunda kalmamız. Kadın hareketi tehlikeli görünüyor, ses çıkardığımızda susturuluyoruz. Fark edilmek için bile mücadele etmek zorunda kalıyoruz. Kadınlar adalete erişmede sorun yaşıyor, her gecen gün şiddet artıyor. Medyada daha çok görüyoruz artık kadın şiddetini. Avantajlı kısmı, dayanışma kültürünün güçlü olması. Kadın, kadının kurdu değil, yurdudur. Biz örgütlü mücadeleyi daha güçlü oluşturup kullanabiliyoruz. Görünür olup, ses çıkarabiliyoruz.

3-Dünyayi kadınlar değiştirecek. Vazgeçmesin kadınlar. Bakin İran gibi bir rejimi kadınlar değiştiriyor. Dayanışma önemli. Verdikleri mücadele sürdürülebilir olmalı.

'KADIN OLMAK AVANTAJIMA OLDU'

Besra Uluçay – Kars

1964 doğumlu Besra Uluçay, Kars Merkez Mahallesinde 4 dönemdir muhtarlık yapıyor. Evli ve 3 çocuk annesi Uluçay'a göre kadın her zaman daha fazla emek harcamak zorunda kalan taraf. Öte yandan Uluçay, kadın olmanın yaptığı işte avantajına olduğunu düşünüyor.

Besra Uluçay'ın yanıtları şöyle…

1.Türkiye'de kadın olmayı nasıl tanımlarım; en çok emek vermesi gerekenler özverili olması gerekenler hep kadınlarımızdır. O yüzden en çok zorluklarla mücadele etmek zorunda olanlar da maalesef ki ülkemizde kadınlarımızdır.

2.Kadın olduğum için yaptığım işteki avantajları; mahalledeki kadınlarımız bana istedikleri saatte çekinmeden rahatlıkla ulaşabiliyorlar, bir dertleri sıkıntıları olduğunda bana güvenle danışıyorlar. Bütün sorunlarını bana anlatabiliyorlar. Resmî kurumlarda çalışanlar beni saygıyla karşılıyorlar ve taleplerime öncelik veriyorlar. Kadın olmak yaptığım işte çoğunlukla avantajım oldu diyebilirim.

3.Kadınlara mesajım, Kadınların yapamayacağı hiçbir şey yoktur, kendilerine güvenmelerini, kendilerini geliştirmelerini, cesur ve güçlü olmalarını isterim. Ayakları üzerinde duran güçlü ve başarılı kadın sayımız artmalı.

'KADIN OLMAK SADECE ANNE VEYA EŞ OLMAK DEĞİLDİR'

Kader Çınar An – Van

Kader Çınar An, direksiyon eğitmeni. Kendi ayaklarının üzerinde durmak için çok mücadele eden Kader Çınar An, Türkiye'de evden dışarıya adım atıldığı andan itibaren kadın olmanın çok zor bir mücadele alanı olduğunu düşünüyor. Evli ve 2 çocuk annesi Kader Çınar An, kadınların tek varlık nedeninin de anne ve eş olmak olmadığının altını çiziyor.

1.Türkiye'de kadın olmak evden dışarı adımını attığın andan itibaren taciz, hor görme, zayıf ve fiziksel yapılarıyla eleştirilmek, yargılanmak demektir.

2. Kadın olmak bambaşka bir duygudur ve kadınlar isterse başaramayacakları hiçbir şey yoktur. Ama erkeklerin iş hayatında fazla olmasından dolayı kadınlar daha dezavantajlı. Zayıf görülüyorlar, cinsiyetçi bakış açısıyla değerlendiriliyorlar.

3. Vazgeçmesinler asla bir erkeğin veya karşıt bir toplumun kötü zihniyetlerin karşısında yılmasınlar şunu unutmasınlar ki bir kadın isterse asla başaramayacağı hiçbir şey yoktur, güçlü dursunlar. Her şeye herkese karşı ve azimli olsunlar. Kadın olmak sadece anne veya eş olmak değildir. Kendilerinin güçlü bir birey olduklarını asla unutmasınlar ve kadın dayanışmalarını büyütsünler. Lütfen anne eş olmaktan ziyade hedeflerinden amaçlarından vazgeçmesinler hiçbir zorluk onları yıldırmasın.

Bakmadan Geçme